İKİ BAYRAM ve BİR MATEM ÖNCESİ

Değerli canlar,

Bu yıl 20.Temmuz’da kutlayacağımız KURBAN BAYRAMI, 28 Temmuz’da kutlayacağımız GADİR-İ HUM tüm canlarımıza ve insanlığa kutlu olsun, hayırlar, bereket ve iyilikler getirsin.

Biliyorsunuz,  Kurban Bayramı hicrî yılın son ayı olan ZİLHİCCE’nin  10’unda,  VEDA HACCI dönüşü gerçekleşen ve İslam tarihindeki en önemli politik gerilimleri başlatan GADIR-I HUM Bayramı da 18’inde kutlanır. Bizler için GADIR-I HUM bayramdır, çünkü Hicrî 10, Miladî 632’de orada Hz. Ali’nin velayeti ilan edilmiştir. Kısa bir süre sonra Hz. Muhammet Hakk’a yürüyünce de sonradan Sünni adını alan ekip alelusül yaptıkları bir seçim ile halifeler seçmeye başlamış ve İslam dini birçok yoruma göre en büyük yarayı o seçim ile almıştır. Sünni kesim kendi peygamberinin cenazesini 17 kişi ile kaldıran bir cemaat olma ayıbını tüm insanlık tarihinde de üzerinde taşıyacaktır. GADIR olayı ayrıca KURAN’ın son ayeti olan Maide 3 ile  “‘Bugün dininizi ikmal ettim, size verdiğim nimetimi tamamladım, size din olarak Müslümanlığı verdim de hoşnut oldum.” İfadesinin Kuran’a eklendiği gün olarak da  İslam tarihine geçmiştir.

Yine GADIR’de  Hz. Muhammet  Hz. Ali’nin elinden tutup havaya kaldırmış ve “Ben kimin Mevlâsı isem Ali onun da Mevlâsıdır.” açıklaması ile Nubûvvet’in yani peygamberlik döneminin bittiğini, Velayet yani velilik döneminin başladığını duyurmuştur.

Aslında GADIR-I HUM konsunda konuşulacak çok şey vardır, bunlar konuşuldukça tarihin gerçekleri de aydınlanmakta ve inancın bilerek ya da bilmeyerek yanlış yorumlanmasının da önüne geçilmektedir. Olayları sadece körü körüne tekrar ederek değil, olayları nedenleri, sonuçları, etkileri ile irdeleyerek konuşmak, yorumlamak kanımca çok önemlidir.  GADİR-İ HUM olayı İslamdaki ilk büyük kırılma olarak da önemlidir. Bu konuda konuşacak çok söz, yorumlanacak çok olay var.

Şimdi bir başka konuya değinmek istiyorum. Gadir-i Hum’dan sadece 51 hicrî, miladî 48 yıl sonra  680’de Dedesi’nin babası HZ. ALİ’yi Velî ilan ettiği, halifeliğini duyurduğu GADIR-I HUM’un sadece 51. yıl dönümünde  İMAM HÜSEYİN  12 gündür yollarda KÛFE’ye doğru gidiyordu. Aradan geçen sadece 51 ay yılı ya da 48 güneş yılında İslam dünyası birkaç halife görmüş, Hz. Ali şehit edilmiş, Muaviye  halifeliği hanedana ait bir makama çevirmiş, babadan oğula geçirmiş ve İMAM HÜSEYİN,  Muaviye’nin oğlu YEZİD’in şerrinden Mekke’yi terkedip, KÛFE’ye gitmek üzere ailesi ve yakınları ile birlikte yollara düşmüştü. 23 gün sürecek bu 1800 km.lik cok uzun ve çok kahırlı yolculuk 1 Muharrem’de YEZİD ordusunun İmam HÜSEYİN kafilesini KERBELÂ’da durdurması ve 10 gün sürecek susuz muhasara’dan sonra İslam tarihinin en büyük faciasının, yani KERBELÂ KATLİAMI’nın  yaşanması ile düğümlenecekti.

Değerli canlar,

Önümüzdeki günlerde hem bayram sevinçlerini, hem de KERBELÂ acısını hep beraber bir kez daha yaşayacağız. Bu yazı ile zamanın nasıl hem iyi, hem de kötü şeylere şahit olduğunu, kötülerin ve kötülüğün bitmediğini,  birliğini, iriliğini ve diriliğinin bir arada tutamayanların nasıl sorunlar yaşamak zorunda kalabileceklerini bir daha düşünelim diye yazıyorum.

Bugün bir çok köşesi KERBELÂ’ya dönmüş dünyada, Yemen’de Husi’lerin, Afganistan’da Hazara’ların, Çin Türkistanı’nda Uygur’ların çektiklerini düşündükçe, yaşanan acılardan dersler almanın önemini daha iyi anlıyor, sosyal ve hukukî haklarımıza hiç kimseye, hiçbir taviz vermeden ve gözümüzü kırpmadan sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Görüyoruz ki, insanlığın yaşamında  temel ilkelerden verilen her taviz, birliği bozan her davranış arkadan gelen kuşaklara çok daha büyük darbeler olarak geri geliyor.

Bir bayram kutlama mesajında bu kadar üzücü konulara yer verdiğim için affımı diliyor, KURBAN BAYRAMINIZI, GADIR-I HUM BAYRAMINIZI kutluyorum.

Saygı ve sevgilerimle

Dogan Bermek 19.Temmuz.2021

 

Not: İMAM HÜSEYİN’in  MEKKE ile KERBELÂ arasında 23 gün süren 1800 km’lik kahırlı yolculuğunun günlüklerini merak eden dostlar  internette   http://aleviocagi.org/bulten/imam-huseyinin-mekke-kerbela-yolculugu.pdf   bağlantısında gereken bilgileri bulacaklardır.