Muharrem Söyleşileri 1-Cem evlerine saldırılar

Medyascope TV'de "Gündem" programında Şükran Şençekiçer'in konuğu olan Alevi Düşünce Ocağı Başkanı Doğan Bermek, Muharrem Orucu başlarken Cem evlerine yönelik saldırıları değerlendirdi.

 


Şükran Şençekiçer: Ankara'da Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı genel merkezi Şah-ı Merdan Cemevi ve Anafatma Cemevi’ne saldırılar düzenlendi. Saldırılar bununla da sınırlı kalmadı. Gökçebel Köy Derneği ve Batıkent Serçeşme Cemevine de eş zamanlı beş saldırı düzenlendi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir saldırganın yakalandığını açıkladı. Bu saldırılar dün Tuzluçayır meydanında protesto edildi. Haberimizin ayrıntılarını konuşmaya devam edeceğiz.

Haber: Ankara Mamak'ta dün öğlen saatlerinde Şahı Merdan Cemevinde ibadet sırasında bir kişi elindeki sandalyeleri cemevi dedesinin olduğu yere fırlattı. Saldırganın fırlattığı sandalyelerden biri cem evinde oturan bir kişinin başına geldi. Saat 16.30 sıralarında ise Ana Fatma Cemevi’ne ve Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı genel merkezine saldırı düzenlendi. Saldırgan Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı genel sekreterini bıçakladı ve kaçtı. Medyascope’a konuşan Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı başkanı Özdemir Özdemir vakfa yapılan saldırıyı şöyle anlattı: “Vakfa bir şahıs gelip burası ibadethane mi? diye soruyor. Sekreter arkadaşımızda “evet” diyor. Sonra hakaret etmeye başlıyor. Arkadaşımızı kaburgalarından bıçaklıyor. Arkadaşımızın durumu iyi.”
Ana Fatma Cemevi Başkanı Mustafa Karabudak ise saldırıya ilişkin Medyascope’a şunları söyledi: “Kamera kayıtlarına göre saat 15.40’ta genç bir erkek, cem evinin camlarına vurup gidiyor. Avukattan gelen bilgiye göre saldırıları yapan aynı kişiymiş. Durumu basite indirgeyerek ‘bir serserinin işi’ gibi gösterecekler, fakat organize bir saldırı olduğunu düşünüyoruz.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu saldırganın Eskişehir’e giderken yakalandığını açıkladı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada üç olayda da saldırganın aynı kişi olduğunu aktarıldı. Cemevlerine saldırıya tepki yağdı. Medyascope konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi: “Birden fazla saldırının olması bütün bu organizasyonun arkasında bir örgütlülüğün olduğunu gösteriyor. Bu gerginlik kimin işine yararsa o yapıyordur.” dedi.
İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener sosyal medya hesabından “Muharrem ayına girdiğimiz bu mübarek günde Ankara’da cemevine gerçekleştirilen saldırıyı şiddetle kınıyor, Alevi kardeşlerime geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hiçbir güç birlik ve beraberliğimizi bozamayacak.” diye yazdı.
Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ “Ankara’da Mamak ilçesine bir günde 5 cemevine yapılan saldırı örgütlü bir tertiple karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Soğukkanlı olarak tahrikleri bozma zamanı Türk milleti kimsenin pis senaryosunun parçası olmadan Atatürk çizgisinde kendi destanını yazmalı.” dedi.
Medyascope’a açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Murat Emir şunları söyledi: “Toplumsal barışa bir saldırı söz konusu. Bunu yapanların amaçlarını anlamak zor değil. Yetkililerin olayın arkasındakileri titizlikle ortaya çıkarmaları şart. Bunların karanlıkta kalması güvensizliği besleyecek bir ortam yaratır.”
Ankara valisi Vasip Şahin Türkmen Alevi Bektaşi Vakıf Merkezi ile Şah-ı Merdan Cemevini ziyaret etti. Şahin Cemevi dedesi ve vakıf genel başkanı sağduyulu değerlendirmeleri için teşekkür ettiğini belirtti.

Şükran Şençekiçer: Dün de Alevi Vakıf ve Dernekleri bu saldırıları protesto etmek için Ankara’da, İzmir’de, İstanbul’da eylemler, protestolar düzenlediler. Ortak bir açıklama yapıldı:” Hiç kimse bir gölü sulandırarak balık tutamaz, tutturmayacağız.” denildi ve faillerin bağlantılarının açığa çıkarılması istendi. Bir kişi şu an da saldırılardan sorumlu tutuluyor. Saldırıları konuşacağız, siyasilerin tepkisi konuşacağız. Kıymetli bir konuğumuz bizlerle Alevi Düşünce Ocağı Derneği Doğan Bermek.
Saldırının ardından iki gün geçti. 30 Temmuz’da idi bu saldırı. Dün de saldırıya yönelik protestoları izledik. İçişleri bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamaları var, siyasetçilerden tepkiler var. Sizden saldırı ve sonrasında yaşananları değerlendirmenizi isteyerek başlayayım. 
Doğan Bermek: Efendim şöyle başlasak... ayın 15’inde Hasköy’de bir Yahudi mezarlığına saldırı oldu. Seksen kadar mezar taşı darmadağın edildi, yıkıldı, mezarlar altüst oldu. Sonra 11-13 yaş arasındaki top oynayan çocukların topu mezarlığa kaçınca içeri girip oyun olsun diye bu tahribatı yaptıkları söylendi. Pek akıl alır bir şey değildi. 11-13 yaşında çocukların bir anda balyozlarla vurup da o koca koca taşları kırması falan. Zaten o zamanda biz bir çeşit işaret gibi aldık o Yahudi mezarlığına yapılan saldırıyı. Hatta kendi aramızda da konuştuk, yazıştık ve paylaştık. Yani bir gerilim artırma projesinin işareti gibi geldi o olay. Şimdi, duruma bakarsanız da tam da bir gerilim artırma gayreti söz konusu oluyor. 1 Ağustos’ta bizim Muharrem Oruçlarımız başladı. Alevilerin en hassas ve gerilimin en yüksek olduğu bir zaman, duyarlılıkların en yüksek olduğu bir zaman. Bir adam geliyor önce Kızılay’da bir yere saldırıyor. Sonra Mamak’ta gidip 3-4 ayrı yere saldırıyor. Bu çok enteresan bir şey, yani niye Kızılay’da saldırmış, niye Mamak’ta başlamamış. Hani deseniz ki ben geçiyordum kızdım cemevini gördüm taşlamak istedim falan. Öyle değil, adam cemevlerini listelemiş, seçmiş birkaç tane adresi, o adresten birisine gitmiş bu işi yapmış, sonra taşınmış başka bir adrese. Oradaki tespit ettiği yerlere de ayrı ayrı teker teker saldırmış. Şimdi bu adama meczup falan deriz. Bu 11-13 yaşındaki çocukların büyük abisi olması lazım bu saldırgan çocuğun. O zaman bu ailenin bir de babası annesi vardır. Bu yargıdan ve emniyet kuvvetlerinden beklediğimiz aslında bu ailenin babasını bulması. Kim bu çocukları saldırtıyor?

“O çatışma olmayacak”

Şükran Şençekiçer: Bu arada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarını ben izleyicilere hatırlatayım. Dedi ki Süleyman Soylu: “Çankaya bir, Mamak’ta iki cemevine saldırı oldu. Eskişehir’e giderken zanlının Ankara Emniyeti tarafından yakalandığı bilgisini paylaşmıştı Süleyman Soylu ve “Elbette bu provokasyon her yönüyle soruşturulmaktadır. Geçmiş olsun.” demişti. Her yönüyle soruşturuyoruz denmiş.
Doğan Bermek: İnşallah her yönüyle soruşturulur. Yani İstanbul’daki saldırı her yönüyle soruşturulmuşa benzemiyor. 11-13 yaşındaki çocuklar yaptı bu işi dediler. Valilik zararı tazmin edecektir dediler, geçti gitti. Yani burada da yine aynı şeye gelebiliriz, düşebiliriz. Bu aslında besbelli örgütlü bir çalışma. En azından Ankara’daki hadise gayet iyi programlanmış iyi yürütülmüş, lojistik destek verilmiş adama Kızılay’dan Mamak’a gitmek öyle çok kolay değil. Bir yerde adam bıçakladıktan sonra gidiyor üstelik Mamak’a kadar. Bir yaralama olayının sorumlusu, zanlısı değil suçlusu olarak sokakta ve Mamak’a kadar gitmiş. Tabii emniyetin böyle iki dakikada bir adamı yakalamasını bekliyor değiliz ama besbelli ki arkasında ciddi lojistik destek var bu kişi kimse.
Şimdi bütün bunlardan öte hala bazıları Alevileri ayaklandırmaya çalışarak bir çatışma yaratmayı düşünüyorsa, o çatışma olmayacak. Olmayacağını defalarca gördüler. Çorum’da gördüler, Sivas’ta gördüler. Malatya’da gördüler, Madımak’ta gördüler. Efendim Maraş’ta gördüler. Çok çok yerde gördüler. Aleviler yasalar içerisinde kendilerine yer açtı onların saldırılarından sonra. Bugün işte ortada gördüğünüz gibi yüzlerce Alevi derneği var. Bu derneklerin sayısı artabilir, daha da etkinleşebilirler. Alevi dernekleri inançlarıyla uğraşır. Alevi dernekleri böyle sosyal hareketlere katılmaktan kaçınırlar. Böyle bir yanları da yoktur zaten Alevilerin. Ama bu saldırılar devam ettiği müddetçe Alevilerin de kendilerini koruyacak önlemler alma zorunluluğu çıkacaktır ortaya devlet koruyamıyorsa.

Şükran Şençekiçer: Bir tedirginlik yarattı mı bu saldırılar Alevi toplumunda Türkiye’de?
Doğan Bermek: Evet çok ciddi bir tedirginlik yarattı. Sadece Alevi toplumunda değil, toplumun bütün kademesinde yaratması gerekir bu saldırının tepkileri ve tedirginliği. Çünkü zaten koşulların çok gergin olduğu, yeni seçimin gündemde olduğu ve seçimin çok gergin koşullarda geçeceğinin çok net bir şekilde bilindiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının Türkiye’nin uygulamaktan ısrarla kaçındığı bir ortamdayız şimdi biz. Tabii şu anda kamuoyu sadece Osman Kavala ve Demirtaş konusundaki AİHM kararlarının uygulanmaması konusunda konuşuyor ya da o konu gündemimizde. Ama Alevi davaları da son 7 senedir gündemdedir, uygulanmamaktadır. Uygulamalarda eksikler ve yanlışlar vardır. Yapılan uygulamalar kararların %1’i bile karşılayamayacak kadar azdır, düşüktür. Şimdi bu kararlarla ilgili de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin üst kuruluşu olan Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesi geçtiğimiz 2021 Aralık ayında dedi ki Türkiye’ye: “Bu konularda çok geciktiniz çok yavaş kaldınız. Türkiye’nin yapmış olduğu İnsan Hakları Eylem planı bu sorunları karşılamıyor.” Bu konularda ilerleme sağlayın, ilerlemenizi de en geç Mart 2023’te görelim. Mart 2023’e 6-7 ay kaldı, bakanlar komitesinde bu karar alınalı 9 ay geçti. 9 aydır Türkiye hiçbir adım atmadı. Atılan tek adım efendim cemevlerinin ticarethanemi mi olduğu, konut tarifesinden mi elektrik parası ödeyeceği.
Şükran Şençekiçer: Faturalarla ilgili adımlar gördük değil mi?
Doğan Bermek: Cemevleri elektrik parası ödemeyecek, ödememesi gerekir. Çünkü hiçbir ibadethaneden alınmayan bir para cemevlerinden de alınmayacak. Ayrıca kararlara göre sadece elektrik parası değil, Türkiye’de hangi ibadethaneye hangi hakları sağlamışsa devlet, o haklar bütün ibadethanelere sağlamak zorunda. Bu hakları sağlamadığı müddetçe “yok Alevileri seviyoruz, yok benim teyzemin kızı da bir Aleviyle evli çok mutlular, Aleviler benim kardeşim canım ciğerim kardeşim” filan bu nağmeleri çok uzun süre dinledi Aleviler. Daha fazla dinlemek istemiyoruz bu siyasi partilerin büyük bir hızla Alevi politikalarını, inanç politikalarını ortaya koymalarını istiyoruz. Bakın Anayasa Mahkemesi dahi dördüncü ayda bir karar verdi. Zorunlu din dersleriyle ilgili uygulamaların yanlış olduğunu, Anayasa’ya aykırı olduğunu kabul etti ve bir aileye 20 bin liralık bir tazminat ödenmesi kararı verildi. Gazetelerde çıktı, herhalde gördünüz. Bu sabah da sayın Rıza Türmen’in -ki eski AİHM yargıcıdır bilirsiniz- Anayasa Mahkemesi’nin bu kararıyla ilgili güzel bir makalesi çıktı T24’te. Yani Türkiye artık sorunları o kadar abartmış durumda ki Alevi sorunlarını veya inanç özgürlüğü sorunlarını o kadar abartmış, o kadar uzatmış o kadar aralarda mesafe açmış, eşitsiz uygulamalar o kadar çok ki bu durumun taşınır tarafı yok toplum tarafından. Siyasetçilerin bir an önce bu konuyu ciddi bir şekilde ele almaları ve siyasi partilerin bu konudaki görüşlerini öyle sözle “Seni seviyorum, ben de seni seviyorum falan” edebiyatını bırakıp, yazarak çizerek ortaya koymalarını bekliyoruz.

“Biz üvey kardeşiz”
Şükran Şençekiçer: Son olarak Diyanet İşleri’nin de rolünü konuşarak kapatalım istiyorum. Vaktimizin sonuna geliyoruz. Diyanet’in bu tip gerginliklerde de sizin taleplerinizdeki rolünü biraz konuşalım. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Twitter hesabından bir tepkisini paylaştı dedi ki: “Cem Evlerine yönelik saldırıyı şiddetle kınıyorum. Muharrem ayını idrak ettiğimiz bu günlerde kardeşliğimize kastedenlere fırsat vermeden fitneye fesada karşı birlik beraberliğimizi sürdürmeye devam edeceğiz İnşallah.” demiş. Açıklamayı nasıl buldunuz, Diyanetten beklentiniz ne?
Doğan Bermek: Kardeşsek aynı yemeklerden yememiz lazım. Kardeşsek aynı sofrada oturuyor olmamız lazım. Kardeşsek aynı yerde yaşıyor olmamız lazım. Biz başka bir evde yaşıyoruz onlar başka bir evde yaşıyorlar. Öyle kardeşlik olur mu? Nasıl bir kardeşlik bu? Biz üvey kardeşiz.
Şükran Şençekiçer: Ne kastediyorsunuz bu söylediğinizden?
Doğan Bermek: Yani Diyanet İşleri 80-90 senedir Millî Eğitim Bakanlığıyla el ele vermiş Alevileri asimile etmeye çalışır, yok etmeye çalışır. İşte dindir, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersiyle uğraşır. Aleviliği görmemeye uğraşır. Bu sene de mesela şimdi Muharrem başlıyor evet doğru. Muharrem başlarken Diyanetin yaptığı kendi personeline yönelik bir açıklama vardı. Muharrem ile ilgili bilgiler. Yani bizim Kerbela vakası 18. veya 25. maddede âdet yerini bulsun diye işlenmişti ama Kerbela öyle bir olay değildir. Kerbela İslam dininde gerçek bir çatlağın ortaya çıktığı ve tescil edildiği ve kayıt altına alındığı bir vakadır. Bunun İslam’ın her inancı tarafında ciddi bir şekilde görülmesi ve ciddi bir şekilde ilgilenilmesi lazım, Diyanet onu dahi yapmıyor, görmezden geliyor. Bu görmezden gelmeler devam ettiği müddetçe Diyanet’in kadrosunda 140 bin kişi dururken, böyle gelip te sokaktan geçen serseri kılıklı insanlar veya görevlendirilmiş insanlar gelip de bizim cem evlerine baskın yaptıkça bu ülkede huzuru nasıl beklersiniz onu bilmiyorum. Siyasetçiler nasıl bekliyor huzuru onu da bilmiyorum. Siyasetçilerimize ciddi bir uyarı olmasını diliyorum bu son hadisenin. İnşallah daha fazlasını görmeyiz. Sadece Aleviler için değil, bu ülkede inanan herkes için, inanan herkesin huzur içerisinde inanabilmesini, birlikte yaşayabilmenin temel şartı olarak görmeleri lazım. Yani bir Kürt sorunu en ciddi sorunumuz diyoruz. Kürt sorunu nasıl çözeceksin? Kürtlerin Şafiisi var, Kürtlerin Sünnisi var, Kürtlerin Alevisi var. Ne yapacaksınız? Daha başlamadan soralım, sorunun temeli, inanç özgürlükleridir. Yani sorunun temeli özgür bir toplumu üretmektir. Özgür bir toplumu üretemiyorsanız, baskılar altında ne yaparsanız yapın çözemeyeceksiniz. Bu çözümün ortaya çıkması için de artık siyasetçilerin daha fazla Aleviliği görmezden gelmekten vaz geçmeleri gerek. Çok teşekkürler.
Şükran Şençekiçer: Siyasetçilerin ders çıkarması gerektiğini düşünüyorsunuz bu saldırı vesilesiyle konuşuyoruz. Aslında oldukça geniş bir konu. Çok fazla sormak isteyeceğim konu var ama vaktimizin sonuna geliyoruz ne yazık ki!  İçişleri Bakanı Soylu duyurdu. Soruşturma yapılıyor dendi ve bir kişi bir zanlı yakalandı bu saldırılarla ilgili. Eş zamanlı 5 saldırıdan bahsediyoruz Alevi kurumlarına yönelik. Alevi Düşünce Ocağı Başkanı Doğan Bermek bizler için yorumlarınız çok kıymetli. Çok teşekkür ediyorum katıldığınız zaman ayırdığınız için çok sağ olun.
Doğan Bermek: Ben teşekkür ediyorum Şükran Hanım sağ olun.