Hü Erenler,
Sayın Cemil Kılıç* ve Hünkâr Dede’nin** Yas-ı Muharrem ile ilgili son derece bilgilendirici makaleleri için teşekkür ederim.
Ben de Çepni Boyu Dede geleneğinden gelen biri olarak Yas-ı Muharrem’i felsefi açıdan değerlendirmek isterim...
Buradaki ortaya attığım fikirler tamamen bana aittir; yanıldığımı düşündüğünüz konuda eleştirilerinizi beklerim...
Genelde bütün inanç sistemleri, tek Tanrı’lı Dinler dahil, “Akıl ve İman, “Reasoning versus Revelation” ikilemi üzerine kurulmuştur.
Bu yüzden inançlar ikiye ayrılır; Agnostik inançlar ve Gnostik inançlar...
Agnostik inançlar İmanı ön plana alır; “ben bilmem Allah bilir” deyip Tanrı’nın tanımı inanç merkezine alırlar... Aklı kullanmak akıllarına gelmez...
Gnostik anlayış ise Aklı İmanın önüne alırlar. Tanrı bilgiyi insan ile paylaştığını kabul eder. Tanrı insana da bilgiyi öğretmiştir. İnsanın “Önce Kendini bil” düşüncesi ile insanı inanç merkezine almıştır.
“Min arefe nefsuhu fakat arefe rabbihu”
“Kendini bilen Rabbini bilir...”
Agnostik inanç örneği olarak;
Hristiyanlık Hz.İsa’nın Tanrı’nın oğlu olduğuna, Jesus Christ; Son of God, Papa’nın yanılmazlığına, “Papal Infallibility”, sorgusuz inanmak zorundasınız....
Hatta Saint Paul’un “Corinthian Letters”, Korintlilere Mektuplar veya Saint Augustine Hippo’un The Confession kitabına baktığınızda size iki şey yasaklanır...
Free Will, Özgür irade, ve Curiosity, Merak etmek....
Yani Aklınızla merak edip özgür iradenizi kullanarak soru sormak yasak...
Aynı düşünce İslam’da da kendini göstermiştir...
Gazali’yi kendine kılavuz edenler hep aynı İman çukuruna düşmüşlerdir...
“Sorgusuz sualsiz İman edeceksin...Aklı kullanmak küfür sayılır...”
Gazali misalinde;
Bu pamuk ipliği...Bu da ateş... “Eğer şimdi Allah emretmezse bu ateş bu pamuk ipliğini yakmaz...
Ama Allah emrettiğinde yanmayan pamuk ipliği hemen tutuşur...” demekle Bilimin temeli olan “Causality Principal”, Sebep-Sonuç” ilişkisine karşı “Akıldışı İman” ile karşı çıkmıştır...
Alevilik ise;
Benim bildiğim yaşayan tek Gnostik inançtır...
Hünkâr Hacı Bektaş Veli Makaslatmaması’ inde “Akıl Bekçi İman ise Hazinedir. ““Bekçisi olmayan hazine yok olur” buyurur.
Ayrıca Edip Harbi’nin dediği gibi;
İşte Allah ile orda birleştik
Nokta-ama’ya girdik yerleştik
Sırrı Künt-u Kenzi orda söyleştik
İsmi Şerif’ini Rahman eyledik
Alevi inancına göre;
Tanrı, İnsan ile Kâinatın var olmanın bütün Sırlarını paylaşmıştır. Buna Universal bütün bilimde dahildir...
Alevilikte, İnsanı merkeze alarak “önce kendini bil” şiarı ile Tanrı’sını bilmeye kendini bilmekten başlamıştır. En kolay ve doğal olan budur ...Yoksa Kendini bilemeyen Tanrı’sını nasıl bilecektir...
Ben Sistemlerin Matematik Modelleri üzerine öğrenim gördüm; Eğer Matematik Modeliniz yanlış kurulmuş ise, gerçek hayattan uzaklaşan modeliniz bir işe yaramaz.
İnsan modelinde de Aklı dışlarsanız; Tanrı’ya kul olmak yerine bir sürü kendini bilmez Şeyhin mürşidin kölesi olursunuz...
Biz Aleviler sadece inançsal boyutta değil; aynı zamanda Gerçek İnsan-ı Kamil’e odaklı felsefemizin tutarlı gereği olarak,
Önce insana odaklanan Alevi inancı tabii ki insanlık adına şehit olan başta Şah Hüseyin ve Ehlibeyt olmak üzere bütün değerlere sahip çıkacaktır.
Aklı siyasi Emel’leri gereği unutup, İmanı öne alan anlayışın; Siyasi Emelleri uğruna hangi insanlık dışı işleri yapacağı daha başından belli idi...
Önce Gadir Hum ’daki gerçeği görmeyenler daha sonra altı aylık hamile Hz. Fatma’nın Fedek adlı bir avuç toprak parçası için ölümüne sebep olmazdı.
Yine aynı zihniyet İnsanlığın en büyük Hazinesi İskenderiye Kütüphanesini yaktırmazdı (MS642) ...
Aynı zihniyet;
Tarihe Hypatia ile başlayıp Hz. Hüseyin, Hallacı Mansur, Nesimi, Şeyh Bedrettin, Şeyh Kalender, Pir Sultan, Beckett, Bruno...... Darağacında üç fidan, Sivas, Çorum Maraş’a kadar uzanmışlardır...
Başta Hz Hüseyin olmak üzere, tüm insanlık adına Şehit düşenlerin anısına saygı ile eğiliyorum...
Yas-ı Muharrem’iniz Hakk defterine yazıla...
Hasan Güneş-Musa Kâzım Ocağı
29.07.2022
* Cemil Kılıç-Aleviler ve Muharrem Ayı
** Hünkar Uğurlu-ALEVİLER NEDEN RAMAZAN'DA ORUÇ TUTMAZLAR