AYM, Zorunlu Din Dersinden Muafiyet Talebinin Reddinin “Hak İhlali” Olduğuna Karar Verdi
Anayasa Mahkemesi (AYM), zorunlu din dersinden muaf olmak için dilekçeyle yapılan başvurunun reddedilmesinin “din ve vicdan özgürlüğü” maddesinin ihlal ettiğine karar verdi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) önceki kararlarıyla uyumlu olan bu kararın sonuçlarının zorunlu din dersinden muafiyet konusunda neler getireceği açıklanacak gerekçeli kararla belli olacak.
Davacı Hüseyin El, 2009 yılında kızı Nazlı Şirin El’in din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutulması için dilekçe vermişti, ancak Hristiyan veya Musevi olmayan öğrencilerin dersten muaf tutulamayacağı nedeniyle talebi reddedilmişti. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı ve Eskişehir Valiliğine dava açmış ve yerel mahkeme tarafından haklı bulunmuş, talebin reddi kararı iptal edilmişti. Danıştay’ın bu kararı bozması üzerine dava, 2014 yılında AYM’ye taşınmıştı.
AYM, başvuruyu 7 Nisan günü görüştü ve “Anayasa’nın 24. maddesinin dördüncü fıkrasında güvence altına alınan ebeveynlerin eğitim ve öğretimin kendi dinî ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama hakkının ihlal edildiğine” karar verdi.
Anayasa’nın 24. maddesinin 4. fıkrası: “Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.”
AİHM Kararları
Hüseyin El ve Nazlı Şirin El adına AYM’ye bireysel başvuru yapan Avukat Esra Başbakkal’ın başvuru dilekçesinde, Nazlı Şirin El’in sınıf kaybettiği, karnesinin kendine verilmediği ve gördüğü manevi baskı yüzünden okul değiştirmek zorunda olduğu belirtildi. Dilekçede AİHM’nin Hasan- Zengin Eylem kararına da atıfta bulunuldu.
Davada Hasan Zengin, Türkiye’yi kızının eğitimi konusunda ebeveynlik haklarını ihlal etmekle suçlamıştı. Hükümet savunmasını “din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin müfredatında İslam dininin bir mezhebine veya tarikatına ait görüşleri yer almamış dolayısıyla bu konular kapsanmamıştır” iddiasıyla yapmıştı. AİHM, 2007 yılındaki kararıyla ders kitaplarının müfredatının Zengin’in taleplerini karşılamadığı sonucuna varmıştı.
Ek olarak Mansur Yalçın, Yüksel Polat ve Hasan Kılıç, 2011 yılında ilk ve orta öğretimde zorunlu olarak verilen din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin veriliş tarzının ve içeriğinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 No’lu Protokolünün 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca şu haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdi: “Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.” Nihayetinde, AİHM 16 Eylül 2014 tarihli Mansur Yalçın ve Diğerleri / Türkiye kararında, Türk eğitim sisteminin, ebeveynlerin dini inançlarına saygı göstermediği ve tarafsızlık ve çoğulculuk koşullarına uygun olmadığı için yetersiz olduğu kararına varmıştı.
AYM’nin verdiği hak ihlali kararı, AİHM’nin verdiği bu kararlar ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyum içerisinde. Açıklanacak gerekçeli kararın din derslerinden muafiyet ve bu derslerin müfredatı konusunda Milli Eğitim Bakanlığını bağlayıcı hükümler içereceği öngörülüyor.
AİHM’ye taşınan davalar, verilen kararlar ve bu kararların Türkiye’de uygulanması hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için Alevi Düşünce Ocağının (ADO) İngilizce ve Türkçe olarak hazırladığı “Uygulamada AİHM Kararlarını İzleme Raporları” serisine ulaşabilirsiniz.