Sevgili dostlar,
KERBELÂ katliamının 1442. Yılında dünya bu kez bir başka feci katliamı internetten ve basından izliyor. İnsanlık onurunu korumak için, hak ve adalet kavramlarını gelecek kuşaklara anlatmak için gözlerini kırpmadan, yiğitçe dövüşerek şehit olan İMAM HÜSEYİN ve yol arkadaşlarını bir kez daha saygı ile anıyoruz. HAKK rahmet eyleye…
Dünyayı Kerbelâ’ya çeviren bir dönemdeyiz. O Afganistan’da uçaklara binmeye çalışanlar ile bundan 80 yıl önce STRUMA gemisi ile Hitler’den kaçanların belki din ve ırk farkları var, ama insanlık açısından durum aynı.
İnsanoğlu bir türlü olgunlaşamıyor, kendi küçük beklentileri için çok büyük şeyleri feda etmeye hazır ve ediyor. Bencilliği üzerinden atamıyor. Hırslarından vaz geçemiyor. Muaviye’nin anası HİND’in soyu sürüyor. YEZİTLER geliyor, gidiyor. İnsanlık ilerliyor ama büyük güçlüklerle, insani kazanımlar bir yanlışla büyük zararlara uğruyor. Türkiye nereden nereye geldi, Afganistan nereden nereye geldi. Çıkaracağımız çok ders ve yapacağımız çok iş var. Bu işlerin sonunda insanlık, sevgi, hak ve adalet kazanacak ama insanlaşmak kolay olmuyor.
Şimdi Afganistan’da televizyon yayını da yok, seyretmek de yasak, televizyonları da bilgisayarları da kırıyorlar, kullanılmaz hale getiriyorlar, ama son sistem ABD yapısı tüfeği utanıp, sıkılmadan kullanıyorlar. Arabalara biniyorlar, cep telefonu kullanıyorlar. Yani deve de kuş da değiller. Bütün bu belaları o ülkeye eken, sulayan ve büyüten emperyalizm de olanı biteni sinema seyreder gibi seyrediyor.
Bizim çok dikkat etmemiz gereken, çok ders çıkaracağımız yanları var bu işlerin, batı dünyası bunları Müslüman zannediyor. Bunların Müslüman değil uğru olduklarını, dini çıkarları için kullanan imansız ve inançsızlar olduklarını çevremize ve dünyaya anlatmak görevimiz var. TALİBAN – IŞID- DAESH – EL-KAİDE’nin birbirinden farkı olmayan Vahabi-Selefi çeteler olduklarını, İslam dini ile alakalarının olmadığını bıkmadan usanmadan anlatmamız gerek. Dünya maalesef bunların aynı ağacın dalları olduğunu bilmiyor ve TALİBAN ile IŞID, EL-KAİDE birbirinden farklı şeyler zannediyor. Oysa bunlar aynı çetenin başka ülkelerdeki adları. Bunun kamuoyuna anlatılması galiba bugün en birinci görevimiz. Özellikle Avrupa’da yaşayan canlarımızın bulundukları ülkelerde kamuoyuna ne kadar anlatabilirlerse o kadar anlatmaya gayret etmeleri büyük ve tarihi bir görev.
Dünyaya kendisini Müslüman gösteren, Müslüman olduğunu iddia eden tüm ülkelerin “SİZ TALİBAN’a nasıl bakıyorsunuz?” sorusuna dünya vatandaşları önünde açıkça cevap vermelerini istemeliyiz, bunu çevremizde Alevi, Sünni, Müslüman, Hristiyan, Yahudi kim varsa paylaşmalıyız. Masanın başında çağdaş görünüp, masanın arkasında Taliban’ı destekleyen tüm yönetimlerin ortaya çıkarılması, yaptıkları iki yüzlülüğün dünyaya anlatılması ve onları besleyen ağababalarının toplumlara iyice tanıtılması gerekiyor. AFGANİSTAN dalgasının ardından İSLAM düşmanlığı dalgası gelmesi büyük olasılıktır.
Dünyanın İslam’ı SELEFİ zannetmesinin önüne geçmek bizim en başat görevimiz bugünlerde.
İMAM HÜSEYİN ve yoldaşları 1442 sene sonra hala aramızda ve HAK- ADALET- İLKELİ İNANÇ kavramları için mücadele ediyorlar, mücadelemizi yönlendiriyorlar. Bayraktarlarımız onlar. Bugün 10 MUHARREM, biz KERBELÂ acısını bir kez daha iliklerimizde hissederken, dünya Afganistan’da büyük bir acıyı tatmıyor, seyrediyor. Onların da seyrettiklerinden ders almaları için, insani duygularını uyandırmak için hangi dinden olursa olsun bizim gibi düşünenlerle el ele olmak zamanıdır.
Zalimler yıkılacağı, mazlumların ayağa kalkacağı günler için el birliği ile çalışmamız gerekiyor. İnancımız böyle gerektiriyor, İMAM HÜSEYİN’in 1442 yıl önce verdiği mesaj da tam bu. Haksızlığa boyun eğmeyeceksiniz, zalime paydaş olmayacaksınız.
KERBELÂ şehitlerini, bugünü kurtarmak için 1400 yıl önce canını verenleri saygı, sevgi ve rahmet dilekleri ile bir daha anıyoruz. Gerçeğe Hüü!